28 Kasım 2011 Pazartesi

YOGA OLURKEN...

Kahve içerken sordu bana boynuna elimi koyabilir miyim, tabii dedim... Elini yerleştirdi ve döndü bana "hiç bu kadar hüznü bir arada görmemiştim gözlerimi yaşartacak kadar hüzün var"...
Zaman geçerken yoga olmaya başladı, dedi ki bana "dilin kökü yumuşak olsun" belki de dilimin kökünü yumuşatabildiğim yegane zamanlardı...
Yoga olmaya devam etti ve dedi ki "kalın hareketin içinde" gözlerimi kapattım o kısa saçlı elleri belinde kaşları çatık çocuk geldi gözümün önüne bakıyordu bana orada öylece durmuş, gözlerime yaşlar doldu boğazım tıkandı konuşamadım
Yoga olduğunda "Kollarınızı açın yanlara, ayaklardan kök salın iyice, ellerinizi uzatın yanlara zarifçe açık olsun parmak aralarınız, göbek deliğinizden uzayın başınızın tepesine, ayaklara ve ellere doğru. Siz birer yıldızsınız, kapatın gözlerinizi ve bakın bakalım yıldızınız ne renk" derken gözlerim kapalı bir yıldızdım parıl parıl parlıyordum bembeyaz ışıklar saçan bir yıldız....
Yogaydım artık tümümle bütünümle...

21 Kasım 2011 Pazartesi

O'nu değiştirmeyi bir kenara bırakalım...

           Soran: Kocamla spiritüel olan herhangi bir şey konuşamıyorum ve ilişkimizi geriye götürüyor. Birlikte ileri gitmemizi engelliyor. Kocamın bu bilinç seviyesine doğru değişmesine imkan var mı? Birlikte çalışabilir miyiz? Ya da bununla ilgili bir şey yapmam gerekiyor mu?

Cevaplayan: O'nu değiştirmeyi bir kenara bırakalım.
Sana şunu sormak istiyorum. Spiritüel olan, insanlıkta ifade bulurken bu kadar dar mı kalmalı?
Spiritüel olan spiritüel ya da newage bir dilin içine sıkışmış durumda mı?
Esasen O, en basit durumda bile en berrak şekliyle abinle, kardeşinle, ablanla, kocanla ya da herhangi biriyle sevginin ifadesi olmandır.
Spiritüel dilde takılı kalmamanı destekleyeceğim.
Yanındaki insanla insancıl kaldığında kocan bunu çok net farkedecektir. Bu, en basit şekliyle kalben hissedilen sevgi ifadesidir ve senin O'nda zuhur eden tastamam ve yüce olan şeyi farkettiğinde belirir.
O yüce olan şeyin kelimelerle pek de ilgisi yok.
Orası öyle bir yer ki; karşı koymadan, karşındakini farkettiğin ve O'nun hakikatine cevap verdiğin bir yer.
Bu farkındalık ya da farkedişin ifadesi belki bir gülümsemede, bir göz kırpmasında ya da bir düşünceli olma halinde veya kim bilir, belki de sevdiği bir yemeği yapmakta gizli olabilir.
O'nu ifade etmenin yolu son dereceğe ayakları toprağa basan ve insani bir yoldur ve bu karşındaki tarafından hemen farkedilip kaydedilecektir.
Bir şey daha var. O, senin, sevginin berrak ve eşsiz bir ifadesi olma yolunu, gerçtekte kim olduğuna verdiğin değer için destekleyecektir.
Hatta bunun açığa çıkması için hiçbir zaman tanrı demene bile gerek yok. Dedim ya bunun kelimelerle pek de ilgisi yok.
Bu sevgidir.
Çünkü Allah, maddesi sen ya da kocan olarak isimlenmiş bireyselliği kapsar.
Zaten tam da bu senin yakın gördüklerini sevmeni sağlayan şey.
Senin düşman gördüklerini sevmene engel olan ego tepkilerinin önüne geçmeni sağlayan şey bu.
Bu spiritüel yolun kelimelerle çok az ilgisi var.
Hala aktif bir ego olarak o sessiz yere gidip, aslında ne olduğunu, sende ve heryerde zuhur eden yüce varlığını hissetmek ve bundan hiç şüphe duymayana kadar orada hareketsiz kalmak.
Hareketsiz kalıp içe bakmayı öğrendiğinde, yalnızken allaha dua edip sevgiyi hissettiğinde, o huzuru deneyimliyorsan işte o huzur senin varlığının (herseferinde) ilk ve direkt deneyimidir.
Bu defalarca tekrarlanan duygusal bir durum değil, 'ben' dediğin şeyin temel ve doğal özüdür. O huzurda, kusursuz yüceliğin hissini tadarsın. İçindeki sessizliğe, 'hakiki ben'e gidip dokunursun.
'Ben'e dokunup o yüceliği hissettiğinde, aynı anda keşfediyorsun ki eşinin de, çocuklarının da, ailenin de, ya da herhangi birinin de varlığının hakikati O'dur.
İşte o zaman dünya sana cevap vermeye başlar ve senin bu yöndeki gidişini herzaman destekler.
Senin bu yolda görmeni, duymanı, hissetmeni kocan da desteklemeye başlayacak.
Böylelikle sen, cevap verdiğin insanların, kendi yücelikleriyle iletişim kurmalarını kolaylaştırdığın için doğal olarak destekleniyor olacaksın.
Koşulsuz olduğunda, basit ve gerçek olduğunda, komşunun, arkadaşının, eşinin de sevgiyi hissetmeleri kolaylaşacaktır.
Böylelikle sendeki sevginin artan kapasitesi bu yüce farkındalığın yolunu açacaktır.
Kendi yüceliğini bütün olarak deneyimlemek için sevgiyi hissetmen gerekiyor.
Sen, kendinden nefret etme yerden yere vurma halini, sevgiyi hissederek bertaraf ettiğinde karşındakinin de sevgiyi hissedişi öylesine kolaylaşacaktır.
Spiritüel yol aslında burada ve bu, aydınlanmaya giden spiritüel yoldur.
Konuşarak olmuyorsa, zorlama..
Senin tarafından hissedilip ifade edilen sevgi, tek değerli spiritüel konudur aslında.
Kendini sevmek demek, sende bağışlanacak bir şey olmadığını görmekten geçer. Bu doğal bir affediştir. Başkasına sevgiyi hissetmek, başkasını bu yolla bağışlamayı içerir. Çünkü artık kendi yargılamayı bırakıyorsun.

Soran: Gerçek olmak; sabırsızsam, sabırsızlığın dışa vurumuna izin vermem mi demektir?

Cevaplayan: Bu sabırsızlık nereden geliyor. Ego'dan. Berrak bir anlayış yerine oluşan bir tepkiden. Reaksiyon bir tür çakışma halidir. Öfkeden ifade bulmak gibi. Kimi zaman 'hayır' kelimesi senin tarafından söylenecek. Kimi zaman da 'evet'. Ama bu evet ya da hayır reaktif olan ego kaynaklı değil de, senin sana tümüyle açık olan bilgeliğinden, senin huzurundan, merkezinden geldiğinde kargaşanın ya da çakışmanın ifadesi olmayacak.

17 Kasım 2011 Perşembe

BLOKTAN ALDIĞIMIZ DESTEK

Herkese merhaba,


Yoga yaparken, ya da yoga olurken.. o anda, orada.. Bedende hislerle, zihinde düşüncelerle kalırken, onları gözlemlerken veya araştırırken.. Ortaya çıkan o kadar çok şey oluyorki...


Hernekadar söze dökülmesi, söze yansıması tam olamasa da, paylaşmak adına dile gelenleri, paylaşmak adına serüveni...


Nefes alıp göğüs kafesini üç yönlü genişletmeyi araştırırken olup olmadığına takılmadan, omurgayı uzatarak, bloktan aldığınız destekle biraz daha köklenerek...


Paylaşın içinizden gelenleri...